Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre zorba kavramı ‘’gücüne güvenerek hükmü altında bulunanlara söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan, müstebit, mütegallibe despot,ve diktatör ifadeleriyle açıklanmaktadır. Sözlü, fiziksel, duygusal ve siber şekillerde ortaya çıkar. Fiziksel zorbalık şiddet olarak ortaya çıkmaktadır. Okullarda en çok görülen zorbalık türüdür. Saç çekme, itme, yumruk atma, tekme atma, tokat atma, özel yerlerine dokunma ,bedensel kötü şakalar şeklinde olabilir.
Sözel zorbalık ise küfür, hakaret etme, incitme, kaba ve çirkin sözler söyleme, utandırma, dalga geçme, küçük düşürme, alay etme, aksanı ya da konuşma tarzıyla alay etme, hoşa gitmeyen küçük düşürücü lakaplar takma, aşağılayıcı bir biçimde gülme şeklinde olabilir.
Duygusal zorbalık; görmezden gelme, yok sayma, oyun ve diğer etkinliklere almama, diğer öğrencilerle konuşmasını ve arkadaşlık kurmasını engelleme, iftira atma, yapmadığı şeylerle ilgili öğretmene şikayet etme, mağdurun sırlarını başkasına anlatarak zor duruma düşürme şeklindedir.Bu durumun mutlaka öğretmen, aile ya da yakınlık duyulan kişilerle paylaşılması gerekmektedir.
Okullarda zorbalığın en çok yaşandığı yerler; koridorlar, sınıfın içi, kantin ve tuvaletlerdir.Yatılı okullarda ise yaygın olarak yatakhanede görülmektedir. Zorbalığa maruz kalan kişi kurallara uymak istemez, devamsızlık yapar, ara ara ağlama istekleri olur, baş ağrıları, karın ağrıları olur. Arkadaşlarıyla görüşmek istemez. Depresyon ve olumsuz benlik saygısı gibi kendini sevmeme şeklinde sonuçları olur.
Zorbalığa uğrayanların uzun süren travmaları olabilir. Siz kızdırılmaktan keyif almıyorsanız başkaları da almıyordur. Hiçkimse zorbalığı haketmez. Herkes özel ve kıymetlidir. Zorbalıktan şikayet eden öğrenci kendisini koruyan ve savunan öğrencidir. Zorbalık yetişkinlerle paylaşılmalıdır.